GOLDSCHOOL

GOLDSCHOOL

Hip-hop kültürüne olan sadakatini, özgün tarzının içerdiği yeni bir solukla birleştirerek kendine önemli bir yer edinen Zen-G, ikinci albümü GoldSchool’da farklı türleri eski usül rap çatısı altında buluşturuyor. On üç şarkıdan oluşan albümde, boom-bap tarzını albümün manifestosu gibi ortaya koyan ilk şarkı GRAFİTİ, GoldSchool’un başlangıç vuruşunu yapıyor: “Aslında bu albüm kendimi yeniden tanımama vesile oldu. Son iki yıldır çok düşündüğüm ve bir yazıp bin sildiğim üretim dönemindeydim. GoldSchool sayesinde yeniden içimden geleni yazıp söyleyebildiğim halime geri döndüm. Yazım sürecimde 15 yaşındaki Zen-G’den ilham aldım.” “Genelde aynı tarz şarkıları dinlemeyi sevmem; geniş bir yelpazem var. Kendine özgü birçok ruh hali ve söylemi barındıran şarkılar yapmayı tercih ettim. Yapım aşamasında şarkıların sound’ları birbirlerine uygun olsun diye çok uğraştık” diyor. Hayatı boyunca gangsta rap’in kalelerinden biri olan Ice Cube’dan arabeskin en büyük isimleri arasında kabul edilen Müslüm Gürses’e kadar farklı sanatçılardan ilham alan Zen-G hepsinin onda başka bir iz bıraktığını da söylüyor: “Albümde bu iki sanatçının etkisini duymak mümkün.” Profesyonel rap hayatına Tahribad-ı İsyan grubuyla başlayan MC, GoldSchool’un temelini ise şöyle anlatıyor: “İsyan, bazılarının bildiği üzere benim göbek adım. İsyan etmek için hip-hop’u seçmiş bir gençtim. Vicdanım çok rahat; kendimi bildim bileli yanlış olan hiçbir şeye kayıtsız kalmadım. Kişiliğime sirayet eden bu duygu, albümü de etkiledi.” Sözlerde imzası olan tek isim yine Zen-G’nin kendisi olsa da 14 şarkının 12’sinde prodüksiyonu Mossatein üstleniyor. Goldschool’un künyesinde adını gördüğümüz diğer isimler ise Can VS, Archie ve Arda Gezer. Zen-G, profesyonel müzik hayatının başından bugüne kadar geldiği yolu şöyle özetliyor: “Bu şarkıları yazarken lise gömleğimi kırışmasın diye yeniden askıya asıyor gibi hissettim. Hem serseri ruhlu hem de özenli. Adını da bence buradan alıyor: GoldSchool. Mezun olduğun okula yıllar sonra geri dönmek gibi. Kendi altın çağımı başlatırken kariyerime eklediğim tuğla niyetine bir altın külçesi, merdivenimde yeni bir basamak, kendime koyduğum yeni bir çıta. Eskiyi bilen, yeniye hakim olabilen, hızzzzlı mı hızlı, delikanlı bir Zen-G albümü.” ---- GRAFİTİ: Albümde bir şarkının adeta temel taşı gibi sağlam olmasını istiyordum. Türkçe hip-hop piyasasında dansçı ve grafitici çok dostum, abim, kardeşim var. Ben de zamanında her ikisini yaptığım için bu şarkıyı da duvara yaptığım bir grafiti gibi düşünerek ve dans ettiğimi hayal ederek yazdım. Hip-hop’un temellerine indim. Saf rap yaptığım bir parça olsun istiyordum: İşte bu şarkı o şarkı. MAFYA PARTİSİ: Bu albüm özelinde bu sefer şuna dikkat ettim: Sert başlasın, sert devam etsin ve sert bitsin. Parça yüksek, iddialı ve ateşli. Hem tavrı hem de konusu bakımından şu an sokaklarda ve müziğin içinde gözler önünde yaşanan mafya savaşlarından bahsediyor. Aynı zamanda suça yönlenen ve sürekli hapishaneye girip çıkarak ömür çürüten gençlerin yaklaşımları ve dışa vurumlarıyla özdeşleşen acı dolu bir parça. KAFASI: Fazla süslenmemiş, doğal rap. Sözleri açısından sokaklardan gelip güçlü kalmayı, birçok farklı alandaki kişisel gelişimimi ve hayattan ince noktalara değindiğim, dosta tavsiye edilebilecek bir parça. Ayrıca beat’ini de çok sevdiğim, “yazdım-okudum” havasında tamamladığım bir şarkı özelliği taşıyor. ADIM ADIM: Genelde şarkı yazmaya nakaratından başlarım “Önce kalbi atsın, sonra gerisi Allah kerim” derim. Devamı sonra gelir. Bu da öyle bir çalışma. Nakaratını bulduktan sonra verse’lerini keyifle akıttım. Flow şovları yaptığım, farklı sesler denediğim epik bir Zen-G şarkısı oldu. Dinleyene, benim okurken aldığım hazzı verecek olanlardan biri diyebilirim. Sözlerinde de hem kendimi yansıtan hem de kendinizden bir şeyler bulabileceğiniz hayat meselelerine değindim. Her ne olursa olsun, hayat yaşadıkça güzel. Bunu tekrar öğrendim. Esas zorlukları kendi kendimize çıkardığımıza ilk ağızdan şahit oldum. GECELER UZUN OLUR BAZEN: Bu şarkının adını bilerek böyle uzun bıraktım. Çünkü her gece bu kadar uzun olmuyor. Bana göre en olmuş hali bu kadardı; bu kadar yazdım, bu kadar söyledim. Albümün en arabesk hissettiren ve tribal parçası. Dertsizleri dert sahibi etmeye aday; dertlilerin dert ortağı mahiyetinde. Nasıl yazdığımı, yazmayı bitirince unuttuğum bir parça. Dinleyince bana hak vereceksiniz. Ayrıca, albümün çıkış parçası olma özelliğini taşıyor. Ve sıralamada şanslı sayıma denk gelmesi gibi bir güzelliği de var. MEKTUP: Aslında direkt hapishaneden yazılmış bir mektup diyebilirim. İlk verse’te içeride yaşadığı tripleri anlatan bir mahkum, ikinci verse’te ise hapse düşmesine sebep olan olayı anlatıyor. Hikaye anlatma niyetiyle yazdığım bir parça. Nakaratında yine ağzını açıp gözünü yuman bir Zen-G ile beraberiz. Dinleyene hüzün veriyor ama bir yandan da aksiyonu hiç eksik olmuyor. PROFESYONEL İSTANBUL ÇOCUĞU: Albüme adını verebilecek kadar iyi, en son eklenen ancak yedinci sırayı alan; Zen-G’ye has, eşsiz bir drill kaydı. Zengin bir flow çeşitliliğe sahip. Yine korkusuzca sözlerle yazılıp söylendi. Nelerden bahsettiğini anlatmama gerek yok diye düşünüyorum. Dinleyin, seversiniz. SAHNEDEYİZ: Albümün yayımlanmadan önceki son habercisi. Şu günlerde Zen-G severlerin listelerine eklediği bu parçayı şöyle özetleyebilirim: Trap sound’lu ama özü Türk, hareketli ama bir o kadar da ciddi. Sokaklardan sahnelere giden yolumu ve bu yol üzerinde gördüklerimi anlattığım ve bu yoldan asla vazgeçmediğimi gösteren bir parça. KUMARBASS: Günümüzde kumarın internete düşmesi ve hemen her kitle tarafından ulaşılabilir hale gelip hayatımıza dahil olması üzerine. Bireylerin hayatlarını kumar gibi riskli bir masaya yatırmalarından ilham alarak yazdım. Yaşadığımız her anın zaten bir kumar olduğundan bahsederken, bir yandan da bu hayat kumarında kazanabilmenin temiz yöntemlerini anlatıyor. KIRMIZI: Onu diskografimdeki ilk “cinsiyetçi olmayan, cinsellik içeren şarkım” olarak tanımlayabilirim. Yine hikaye anlatımı odaklı bir parça. Dikkat çekici nakaratıyla anlattığı her detayda ağzı kulaklara getiren, neredeyse “oha” dedirten, yangını harlayan bir şarkı. Ne anlattığını burada açmaya kalkarsam, hiç hoş şeyler olmaz. Herkesin özeli kendine diyorum. WET BURGER: Doğrudan ıslak hamburger üzerinden bir benzetme yaparak “manitaya yürüme” temalı, 2000’ler sound’una sahip bir R&B club şarkısı. Boğazda yüzme ve Boğaz kültürünü anlatan tatlı bir klibi de var. KEJE: Keje, aslında bildiğiniz Keje. “Şener Şen’in oynadığı Eşkıya filmindeki Keje bugün yaşasaydı ve ben de onun eşkıyası olsaydım” diye düşünüp yazım yolculuğuna çıktığım, güzel bir Afro rap şarkısı. Her sözü incelikle yazılmış, hem söyleyende hem de söylenen kişide olumlu etkiler bırakan, benim için çok özel bir çalışma. LEYLAM LEY: Yine sound olarak Afro rap’e yakın bir şarkı. Yaz serinliği veren bir havası var. Her dinlediğimde soğuk bir kola içiyormuş gibi hissettiriyor. Tatlı ama belalı bir aşk hikâyesinden söz ediyor. Sonra insanı gözlerini kapadığında yine düşlere sürüklüyor. A.E.O.: Kapanış şarkısı. İsmi de, şarkıda anlattığım konular kadar manidar. Sert ve köşeleri olan bir şarkı. Sound olarak drill gibi gitse de tam adını koyamadığım bir tarza sahip. Böyle olunca genellikle “Zen-G Style” diye tanımlıyorum. Albümü sert ve bana yakışır bir şekilde bitirmek için onunla kapattım. GoldSchool, dinleyiciyi yoluna böyle uğurlayan, ama ona geri döndüğünde de özlemle kucaklayan bir albüm oldu.

Ülke veya bölge seçin

Afrika, Orta Doğu ve Hindistan

Asya Pasifik

Avrupa

Latin Amerika ve Karayipler

ABD ve Kanada